21 Mart 2015 Cumartesi

yazık

İçimde yine o bilindik boş his. Hep kendimi avutmalarım. Hep boşa çabalayışlarım. Hep yenilişlerim. Hiç doya doya sevilmeyişimin yarattığı acı tat ağzımda. İşin kötüsü artık doya doya sevmeye de izin yok. Daha beteri olabilir mi demeyin oluyor. Oluyormuş. Ah bir bakıyor, bir güzel söz söylüyor. Affediyorum. Tüm derin yaralarımın üstünü örtüyorum. Ama unuttuğum bir şey var ki, Yaralar orada, gitmiyor bir yere. Yeniden kanamak için bekliyor. Kanıyor da. Sonra her şey başa dönüyor. Sinir bozucu ve saçmasapan bir kısır döngü. Allahım diyorum. Bu kadar mı acizim sevgi karşısında. Bu kadar mı acizim onun gülüşü karşısında. Ama öyle huzurluydu ki omuzunda yattığım dakikalar. Şükür bu duyguyu tattım. Suçlu muyum ? bilmem ama sanırım kimse aynaya baktığında bir alçak görmek istemez. Her gün katlanmak zorundayım aynalara. Ne suçum vardı ? Olması gerekiyordu belki de, Öğrenilecek şeyler vardır belki de kim bilir... Yine de yarım kalacağını bile bile gün saya saya yaşamak. Korkunç! İçim çok acıyor, çook.. Bu da geçer mi ? Geçmesini ister miyim ? Doya doya yaşanacak günler varken geçen günlere vahlamak ne acı. Allah'ım ne acı.....

1 Mart 2015 Pazar

Bahar Geliyor.Ne Acı (!)

Bahar yeniden geliyor ve ben her bahar olduğu gibi baharlarımı güze çeviren insanlara lanet okuyorum. Olgunlaşıyoruz arkadaşlar ama yaşlandığımız için değil Allah kahretsin ki acı çektiğimiz için. Artık acılarımı bile gülerek yaşıyorum. Çünkü ağlamaya gücüm yok. Yorgunum.