8 Şubat 2015 Pazar

Yeniden Dönüş Şerefine

Bu insan tanığım en iyi, kendini kaybedip yeniden bulma, ustası.

O olmasaydı buralara yeniden, düzenli olarak dönme ( ki herkes yavaş yavaş bırakırken ) kararı almazdım. Bundan eminim ve bu saçmalık. Çünkü oturup yaşananlar hakkında adam akıllı saatlerce düşünmeyeli, üzerinde kendi kendime konuşmayalı, ağlamayalı, dibe vurmayalı ve bunları doğru dürüst yazmayalı çoook uzun zaman oldu. Teşekkürler Brida :)

İçime çöktü her şey. Şimdilik bunları erteliyorum. Daha doğrusu yeni bir sabaha uyandığım her gün her şeyi başka seferlere erteliyorum ve kendimi günün akışına bırakıyorum. Oysa ki yaşanan, yaşanmakta olan ve yaşanacak olan olayların pat diye su yüzüne çıkması an meselesi. Ve ben bunların altında ezilmekten, suda boğulmaktan çok korkuyorum.

Yorgun değilim, mutsuz sayılmam, çaresiz asla (çünkü her zaman bir yol vardır). Tuhaf. Tüm bu duygulardan arındırmış gibiyim kendimi. Yinede tüm vücuduma çöreklenen tek bir duygu var. O da savunmasızlık. Bu savunmasızlık beraberinde endişeyi getiriyor elbette. Ve endişe korkuyu doğuruyor her gece. Kendimi olanlara ve olabileceklere karşı hiç bu kadar savunmasız korkak ve aciz hissetmemiştim.

Yine de yeni güne uyanmaya sebebim çooook !

Yarın okulum var. Bir liseli olarak son ilk günüm. Anıların altında ezilen ruhumu ve yaşanan hiçbir şeyden pişman olmayışımı da alıp yola devam ediyorum. Eylüle üniversiteliyim belki de... Kim bilir ? Heyecanlı değilim ama umutluyum. Yaşama sevincim hala var. Yaşamaya değer şeyler var. Ve yaşıyoruz. Elden başka ne gelir....

M.